HAYIR! Abartıldığı kadar zor değil. Kime sorsanız herkes kendi bölümü için çok zor der. Ama ben bölümümden keyif alıyorum. Çünkü seviyorum ve önemli olan bu.
Devlet okullarının birçoğunda devam zorunluluğu yok. Yani derslere girmek zorunda değilsiniz. Ben her gün sabah 8.30da olup derslere giriyorum o ayrı ama sevdiğim için bunu yapıyorum. Amfide genelde 20 kişiden fazla olmayız. Tabiki ceza gibi baba dersler dediğimiz dersler istisna. O günlerde amfi dolar.
Her gün okula gelmeyi tercih ederseniz de devlet okullarında genelde en geç ders saat 2de bitiyor. Çünkü ikinci öğretimlerin dersi 2de başlıyor ve günün geri kalanı da size kalıyor. Yeri gelmişken şunu belirteyim ikinci öğretim ya da birinci öğretim olmanızın mezun olduğunuzda hiçbir farkı olmuyor. Yani diplomanızda böyle bir ibare olmayacak. Devam zorunluluğu olmayan okullarda birinci öğretim derslerine de girebiliyorsunuz. Bazen sınavlarda ayrım olabiliyor o kadar.
İstanbul Hukuk ya da Marmara Hukukta temyiz, cenart, titiz gibi notçular var. Bunlar derste öğrencilere ses kaydı aldırıp, yazıya döktürüp satarak para kazanıyorlar. Zaten öğrencilerin çoğunun okula gelmeme sebebi de bu. Not alır, okurum diye düşünüyorlar. Bu bir avantaj gibi gözükebilir tabiki. Ancak dezavantajları da var. Mesela öğrenci ses kaydını yanlış anlayıp, kağıda yanlış dökerse siz de öyle yaparsınız ve sınavda hata yapabilirsiniz. ( Hocalar ibretlik bir olay olarak hep anlatır böyle bir olay olmuş ve 200-300 kişi aynı hatayı yapmış) Diğer bir dezavantajı ise kitap okumuyor olmak. Notu bulan öğrenci kitap okumuyor malesef. Ama bir hukukçu kitap okumayı, kaynak araştırmayı bilmeli. Bunu yapmadığı takdirde hukuk diliyle yazmasını bilemez ve iş hayatında büyük sıkıntılar yaşar. Ben tahmin edersiniz ki her kitabı alıp oradan çalışıyorum. Notlara da gözden kaçırdığım bir şey var mı ya da hoca acaba şunu sorarım gibi şeyler demiş mi diye bakıyorum.
Hukuk fakültesinin zor olduğu dönem tabiki var. O da vize ve final dönemleri. Eğer ders çalışmayı son güne bırakırsanız uyumadan çalışmanız gerekir. Ama eğer benim gibi her hafta düzenli çalışırsanız hem rahatça uyur hem de rahatça çalışır üstüne çok da iyi notlar alırsınız. Bu tamamen sizin seçiminiz. Son gün çalışıp çok yüksek not alanlar da gördüm ama her zaman o kadar şanslı olamıyorlar. Özellikle ceza ve borçlar dersleri son günde halledilecek dersler değil. Ancak hukuk felsefesi, genel kamu, devletler umumi gibi dersler son günde kurtarılabiliyor.
Finalde barajın üstünde yapamazsanız bütünlemeye girme şansınız var. Eğer bütünlemeyi de yapamazsanız yaz okulu gibi bir nimet var. Birçok okulda yavaş yavaş kalksa da biz hukuk öğrencileri için yaz okulu büyük bir nimettir.
Umarım yazı faydalı olmuştur. Kafanızda herhangi bir soru varsa sormaktan çekinmeyin 👋🐼
Devlet okullarının birçoğunda devam zorunluluğu yok. Yani derslere girmek zorunda değilsiniz. Ben her gün sabah 8.30da olup derslere giriyorum o ayrı ama sevdiğim için bunu yapıyorum. Amfide genelde 20 kişiden fazla olmayız. Tabiki ceza gibi baba dersler dediğimiz dersler istisna. O günlerde amfi dolar.
Her gün okula gelmeyi tercih ederseniz de devlet okullarında genelde en geç ders saat 2de bitiyor. Çünkü ikinci öğretimlerin dersi 2de başlıyor ve günün geri kalanı da size kalıyor. Yeri gelmişken şunu belirteyim ikinci öğretim ya da birinci öğretim olmanızın mezun olduğunuzda hiçbir farkı olmuyor. Yani diplomanızda böyle bir ibare olmayacak. Devam zorunluluğu olmayan okullarda birinci öğretim derslerine de girebiliyorsunuz. Bazen sınavlarda ayrım olabiliyor o kadar.
İstanbul Hukuk ya da Marmara Hukukta temyiz, cenart, titiz gibi notçular var. Bunlar derste öğrencilere ses kaydı aldırıp, yazıya döktürüp satarak para kazanıyorlar. Zaten öğrencilerin çoğunun okula gelmeme sebebi de bu. Not alır, okurum diye düşünüyorlar. Bu bir avantaj gibi gözükebilir tabiki. Ancak dezavantajları da var. Mesela öğrenci ses kaydını yanlış anlayıp, kağıda yanlış dökerse siz de öyle yaparsınız ve sınavda hata yapabilirsiniz. ( Hocalar ibretlik bir olay olarak hep anlatır böyle bir olay olmuş ve 200-300 kişi aynı hatayı yapmış) Diğer bir dezavantajı ise kitap okumuyor olmak. Notu bulan öğrenci kitap okumuyor malesef. Ama bir hukukçu kitap okumayı, kaynak araştırmayı bilmeli. Bunu yapmadığı takdirde hukuk diliyle yazmasını bilemez ve iş hayatında büyük sıkıntılar yaşar. Ben tahmin edersiniz ki her kitabı alıp oradan çalışıyorum. Notlara da gözden kaçırdığım bir şey var mı ya da hoca acaba şunu sorarım gibi şeyler demiş mi diye bakıyorum.
Hukuk fakültesinin zor olduğu dönem tabiki var. O da vize ve final dönemleri. Eğer ders çalışmayı son güne bırakırsanız uyumadan çalışmanız gerekir. Ama eğer benim gibi her hafta düzenli çalışırsanız hem rahatça uyur hem de rahatça çalışır üstüne çok da iyi notlar alırsınız. Bu tamamen sizin seçiminiz. Son gün çalışıp çok yüksek not alanlar da gördüm ama her zaman o kadar şanslı olamıyorlar. Özellikle ceza ve borçlar dersleri son günde halledilecek dersler değil. Ancak hukuk felsefesi, genel kamu, devletler umumi gibi dersler son günde kurtarılabiliyor.
Finalde barajın üstünde yapamazsanız bütünlemeye girme şansınız var. Eğer bütünlemeyi de yapamazsanız yaz okulu gibi bir nimet var. Birçok okulda yavaş yavaş kalksa da biz hukuk öğrencileri için yaz okulu büyük bir nimettir.
Umarım yazı faydalı olmuştur. Kafanızda herhangi bir soru varsa sormaktan çekinmeyin 👋🐼
Hukukda mezun olduğumuz üniversite önemli mi abartıldığı kadar?
YanıtlaSil